Linux Mint’e Geçişim: Kendi Deneyimim
Çocukluğumdan beri Windows kullanıyorum. XP’den 7’ye, ardından 10 ve 11’e kadar her zaman varsayılan sistemdi ve yıllarca sorunsuz çalıştı. Alternatifleri hiç düşünmemiştim — ta ki son zamanlara kadar.
Bir süre önce eski Packard Bell netbook’umda Linux denemiştim. Önce Xubuntu, sonra Lubuntu kurdum. Düşük donanımıma rağmen hızlı ve hafifti, oldukça başarılı çalışıyordu. O zaman tam olarak Linux’a geçmemiştim, belki de hazır değildim. Ama o deneyim aklımda kaldı.
![]() |
| Lubuntu 18.04 LTS'den bir ekran görüntüsü |
Zamanla Windows bana bir araç olmaktan çıktı, daha çok bir yük gibi hissettirmeye başladı. Her güncelleme daha ağır ve yavaş geliyor, gereksiz arka plan uygulamaları, bloatware, başlat menüsünde reklamlar ve zorunlu AI özellikleri sistemin artık benim için değil, Microsoft için tasarlandığını hissettirdi. Acer Nitro 5’im — oldukça güçlü bir laptop — beklenmedik şekilde yavaşlıyor, donuyor veya gereksiz yeniden başlatmalar istiyordu.
Sonunda yeter dedim ve Windows’u tamamen silip Linux Mint Cinnamon kurdum.
Fark hemen hissedildi. Sistem hızlı, hafif ve kararlı. Gereksiz program yok, zorunlu güncellemeler yok, arka planda gizlice çalışan işlemler yok. Laptopum artık daha serin, daha sessiz ve Windows’la olduğundan çok daha akıcı çalışıyor. Oyun oynayabiliyorum, video düzenleyebiliyorum, internette dolaşabiliyorum — kısacası her şeyi yapabiliyorum ama bilgisayar artık gerçekten benim.
![]() |
| Linux Mint Cinnamon arayüzü |
Eğer son zamanlarda Windows’tan sıkıldıysanız ya da Linux’a merakınız varsa, Mint başlamak için mükemmel bir seçenek. Kararlı, kullanıcı dostu ve donanımınıza saygılı — modern bir işletim sisteminden beklediğiniz her şey.


Yorumlar
Yorum Gönder